Bilin, bilinçlendirin:

22 Aralık 2013 Pazar

Horlama ve Tedavisi

Horlama ve Tedavisi

Horlama çeşitli sebeplerle uyku sırasında,  genellikle düzgün nefes alamamaktan kaynaklanan bir olgudur. Horlama eylemi hasta ile aynı ortamda uyuyan hastanın yakınlarını rahatsız edici bir olgu olsa da, aslında sadece bir semptom olarak ortaya çıkmaktadır. Esas tedavi edilmesi gereken bilinçsiz olarak gerçekleşiyor olsa dahi horlama değil, horlamaya yol açan rahatsızlıktır. Ancak sadece horlamanın kendisi de engellenebilir.
Horlama nefes alma sırasında havanın solunum yollarına ulaşmaya çalışırken geçmiş olduğu yol üzerindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Genellikle horlamanın burun yapısındaki darlıktan ötürü olduğu düşünülür.  Aslından bu durum burun yapısında değil solunum yolunun yutak bölgesine yakın dokuların yapısından kaynaklanır. Burun yapısının dar olması da horlamayı tetikleyen unsurdur.

Horlamaya yol açan rahatsızlıklar şunlardır: burundaki nefes almayı engelleyen şekil bozuklukları , sinüzit, konka etlerinin çeşitli nedenlerle büyümesi, saman nezlesi, geniz etleri, küçük dil ve yumuşak damak sarkıklığı, bademcik eksikliği, küçük altçene, büyük dil yapısı, şişmanlık(obezite). Bu sayılanların dışında da horlamaya yol açan rahatsızlık ya da hastalıklar mevcuttur ancak burada sayılanlar en yaygın sebeplerdir.
Horlama tek başına değerlendirildiğinde kişiye önemli rahatsızlık vermez.  Yukarıda sayılan hastalıklardan biri kişide zaten mevcuttur. Uyku kalitesi uyku apnesi gibi başka bir nedenle düşmediği sürece de kolay kolay kişinin uykusunu etkilemez. Ancak kişi yakınlarıyla birlikte yaşıyorsa ve aynı odayı eşi ya da diğer yakınlarıyla paylaşıyorsa horlamanın şiddetine göre bu kişilere rahatsızlık verme, onların uyku kalitesini düşmeye yol açma gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Çeşitli horlayan kişiler üzerinde yapılan çeşitli ölçümlere göre ortalama horlama 60 desibel civarında ses çıkarmaktadır. Bazı örneklerde horlama şiddeti 80 e kadar ulaştığı saptanmıştır. Kulağa zarar veren ses seviyesinin 85 desibel olduğu göz önüne alınırsa, horlamanın aile içinde yol açabileceği sorunların ne kadar ciddi olabileceği daha iyi anlaşılabilir.



Horlama sorunu özellikle erkeklerde yirmili yaşlardan itibaren görülmeye başlıyor. Erkeklerde horlamanın daha yoğun olarak görülmeye başladığı dönem kırklı yaşlardan itibaren olarak varsayılmaktadır. Kadınlar içinse horlamanın daha görülmeye başladığı dönem elli yaşından sonrasıdır. Bu yaşlarda kadın e erkek için horlama probleminin daha fazla görülmeye başlamasının nedeni  kilo problemin ortaya çıkması olarak değerlendirilmektedir.

Horlama problemi yaşayanların bu sorunlarının üstesinde gelebilmeleri bazı durumlar da mümkün olmakla birlikte bazı durumlarda bunun yapılması gerçekten çok zordur. Doğuştan gelen anatomik yapısal bozuklukları tedavi etmek bazen çok zor ya da hemen hemen imkansızdır. Sözgelimi burun  yapısından kaynaklan bir sorunsa, piyasada medikal bir ürün olarak satılmakta olan burun bantları faydalı olabilmektedir. Burun bantları faydalı olmuyorsa burun yapısını düzeltmek için hastaların bir plastik cerrah tarafından burun düzeltme operasyonuna tabi tutulması sorunu kökünden çözebilir. Özellikle göbek ve boyun bölgesinde meydana gelen, şişmanlıktan kaynaklanan yağlanmaya bağlı olan horlamalarda aşırı kilo probleminin diyet ve spor yoluyla giderilmesi horlamayı da engelleyen bir durum ortaya çıkaracaktır. Horlamaya yol açan diğer bir faktör olan alkol kullanımının azaltılması ya da bırakılması da horlamayı engelleyecek ya da azaltacaktır. Dil yapısı, bademcik eksikliği gibi yapısal sorunların tedavi edilmesi oldukça güçtür. Bu nedenle bu tür sorunların varlığı halinde burun bantlarının dışında çok fazla çözüm yolu görülmemektedir. Uyku sırasında yan yatmak horlamayı engelleyici bir etki yapmaktadır. Bu nedenle sırta rahatsız edici bir nesne bağlamak uyku sırasında kişinin sırtüstü uyumasını engelleyerek horlamanın azalmasına yardımcı olabilir.

Boşanmaya kadar varabilen ailevi sorunlara yol açan horlama mutlaka ciddi bir sorun olarak görülmeli, yapabilecek hiçbir şey yoksa eşler odalarını ayırmalı ya da horlamayı duymamak için kulak tıkacı kullanılmalıdır.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Uyku Nedir?

Uyku; memeli, kuş, sürüngen, balık, böcek ve aklımıza gelebilecek hayvan türlerinin biyolojik olarak ihtiyaç duyduğu, vücut fonksiyonlarının bir kısmının çeşitli şekillerde yavaşladığı bir durumdur.
Elbette hayvan türüne göre çeşitli türlerde çeşitli uyku türleri bulunabiliyor. Ancak uykunun en belirgin özelliği bilincin bir şekilde çevresel uyaranlarla olan ilişkisinin kesilmesi ya da azalmasıdır.
İnsanlarda uyku açısından konuyu irdeleyecek olursak;  uyku, beslenme, su içme ve nefes alma gibi temel ihtiyaçlarımızın yanında hayatımızı normal bir şekilde devam ettirmemizi sağlayan ancak yoksunluğu halinde ölüme yol açtığına dair bir bilgi bulunmayan çok önemli fiziksel ihtiyacımızdır.

Uykusuzluk, uykuyu tam alamama, uyku ihtiyacının yetersiz bir şekilde giderilmesi gibi sorunlarla çok yaygın bir şekilde karşılaşabiliyoruz.

Uyku sırasında beynin belirli bölümlerinin yavaşladığı bununla beraber bedenin çalışmasını düzenleyen kısımlarının çalışmasını sürdürdüğü, hatta uyku sırasında bedenin iç organları ile ilgili çalışmasını düzene soktuğu ve optimize ettiği bilinen bir gerçektir.

Uykudaki  en önemli değişim bilinç ya da irade dediğimiz aktivitenin ya etkisizleşmesi, ya da tamamen yok olmasıdır. Beden, metabolizmasının yarattığı enerjinin çok önemli bir kısmı bilinç aktivitesini sağlayan nörolojik aktivitenin bir sonucudur. Bu aktivitenin tam olarak nedenini bilmediğimiz bir nedenle mutlaka yavaşlaması gerekiyor. Yani uyku dediğimiz hadisenin gerçekleşmesi gerekiyor. Uyku sırasında iradi düşünce yavaşlamakta, hatta durmakta fakat rüya dediğimiz beyinsel aktivite ile görsel korteks dediğimiz aynen uyanıklıkta olduğu gibi faaliyetine devam edebilmektedir. Bu durum uyku sırasında algısal ve bilişsel fonksiyonların kısmen çalıştığının bir kanıtıdır.



Uyku ile ilgili rahatsızlıklar yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu rahatsızlıkları semptom bazında şu şekilde sıralayabiliriz : uykuya dalamama, uykunun kesik kesik tamamlanmasına yol açan bölünme, uyku tamamlanmadan uyanma veya aşırı uyuma. Bu saydığımız semptomlara yol açan çeşitli türde uyku hastalıkları vardır. Bu hastalıkların bazıları psikiyatrik ya da psikolojik kökenli de olabilir. Aslına bakılırsa direkt olarak uyku sorunu yaratan rahatsızlıkların yanı sıra, hastalıkların büyük kısmı uyku problemi yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle uyku sorunu bulunan kişilerin sadece uyku rahatsızlıkları değil, herhangi bir rahatsızlığı geçiriyor olma ihtimalleri de vardır.

Hiç uyumama şeklinde ortaya çıkan bir tür rahatsızlık olan Morvan Hastalığı’nda kişi hayatını uyumadan geçirmektedir. Oldukça ender ortaya çıkan bu hastalıkta kişide buna bağlı olarak çeşitli problemler görülebilirken, kişi hayatını bu şekilde devam ettirebilmektedir. Hastalık son derece ender görülen türden bir hastalıktır.

Yetişkinler ve çocuklar için uyku çok önemli olmakla birlikte, çocuklarda uyku düzensizliği çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle yeni doğan bebekler ve üç yaşına kadar ki bebeklik dönemi içerisinde çocukların yeteri kadar uyku uyuması  çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Yaş büyüdükçe uyku ihtiyacı azalır. Yetişkinlerde uyku ihtiyacı günde 8-9 saat civarında uyumayı gerektirmektedir. Belirtilen süreler standart olmamakla birlikte genel olarak görülen ortalamalardır. Kişiden kişiye değişen uyku ihtiyacı bazı kişilerde dört beş saat civarına kadar düşebilirken, bazı kişiler günde 9-10 saat civarı uyku uyuyabilmektedirler. Burada belirtilen uyuma süreler tıbben rahatsızlık sayılmamaktadır. Ancak kişini özellikle çok uyuması sosyal ve ailevi hayatı açısından sorun yaratabilir. Özellikle çok sık rastlanan depresyon vakalarında depresyona giren kişiler aşırı uyuma ihtiyacı hissedebilir, mutsuz oldukları hayatın gerçeklerine uyanmaktan kaçabilirler. Son derece tehlikeli bir rahatsızlık olan depresyon mutlaka tedavi edilmelidir.

Çok önemli bir ihtiyaç olan uyku sekiz saatlik ortalamasıyla hayatımızın üçte birini kapsayan bir süreçtir. Sadece bu istatistik dahi uykunun bizler için ne kadar önemli olduğunu anlatabilmektedir.

Kaynak

13 Aralık 2013 Cuma

Sirkeci SGK - İadeli Cihazlar

Hocapaşa Mah. Ebusuud Cad. No:77 Sirkeci - İstanbul

Sirkeci sahili, feribot iskelesinden Ankara caddesi boyunca ilerliyorsunuz (cağaloğluna çıkan yol) cağaloğluna çıkan yolun tam başında, sol tarafınızdaki sokak Ebussuud Caddesi olmaktadır. Caddeye girdiğiniz zaman SGK sizin sağınızda kalacaktır, ilk denk geleceğiniz kurum "iadeli cihazlar servisi" değildir. 3 -4 dükkan ilerisindeki kurum "iadeli cihazlar servisi" olmaktadır. Orada 3. kata çıktığınız zaman ilgili memurlar ile işlemlerinizi yaptırabilir ve neticelendirebilirsiniz.

Aşağıda gördüğünüz resim Ankara Caddesi üzerinden girdiğiniz zaman, Ebussud Caddesindeki SGK'nın ilk yeridir ve "İadeli Cihazlar Servisi değildir." Sizin sağınızda kalacak şekilde ilerliyorsunuz ve 3 -5 dükkan ileride yine sağınızda kalacak şekilde SGK adresine ulaşmış oluyorsunuz.




İadeli Cihazlar Servisi



Yukarıda gördüğünüz binanın 3. katına çıktığınız zaman yetkili memurlar size yardımcı olacaktır.


SGK'dan faydalanmak isteyen herkes (gerekli evraklara sahipse)  cihaz geri ödemeleriniz ve cihazı kurumdan alacaksanız eğer temini için sirkecide adresi verilen kurumu ziyaret ederek işlemlerini gerçekleştirmektedir.


  1. Cpap 
  2. Auto cpap 
  3. Bpap  
  4. Bpap ST 
  5. Ventilatör 
  6. Asv
gibi "iadeli cihazlar" için belirtilen adreste işlem yapılmaktadır.

Kurum stoklarında eğer cihaz varsa, size doğrudan o cihazı vermekte ve zimmetlemektedir. Size reçete edilen cihaz kurum stoklarında yoksa eğer, ancak o zaman o cihaz için geri ödeme yapmaktadır. "Evraklarınıza kurum stoklarında yoktur kaşesi" vuruyor ve evraklarınızı size iade ederek, cihazınızı istediğiniz yerden temin edebileceğinizi söylüyor. Ondan sonra size reçete edilen cihazınızı istediğiniz firmadan temin ediyorsunuz. Cihazı satın aldığınız firma evraklarınızı hazırlıyor ve kurum ödemesi için hazırlanan evrakları Sirkeci de bulunan SGK adresine teslim diyorsunuz. Memur evraklarınızı inceliyor, aldığınız cihazı kontrol ediyor, sizden evrakları teslim alıyor ve işlemleriniz sonuçlanıyor. Ondan sonraki günleri takiben 20 - 30 gün içinde, SGK Ziraat bankasına size reçete edilen cihaz için, geri ödeme yaptığı tutar kadar para yatırıyor. Ziraat bankasında SGK tek kullanımlık bir hesap açıyor " TC kimlik numaranız" üzerinden ve Türkiye deki istediğiniz ziraat bankası şubesine giderek paranızı tahsil edebiliyorsunuz. Siz paranızı çektiğiniz zaman hesabınız otomatik olarak kapatılıyor.

Geçmiş olsun dileklerimizle.

5 Aralık 2013 Perşembe

Yurt Dışından CPAP Almak

Yurt dışından CPAP cihazı almak?
Bildiğiniz üzere tüm elektronik ürünlerde olduğu gibi, fiyat farklarının oluşması çok normal. Yurt dışında bu cihazların daha uygun fiyatlar da olması, ülkemizde olan rakamlar ile %50 ve %100 ‘e kadar fark oluşabilmesi pek çok kişiyi rahatsız etmektedir. Peki neden bu kadar fiyat farkı var?

Fiyat üzerinden ilerleyecek olursak eğer, Amerika da 700 USD olan bir cihaz bizim ülkemizde 1.300 USD’ye satılabiliyor. Arada oluşan 500 USD nedir ?

Ülkemize gelen 75 euro’dan az olan herhangi bir ürün gümrük vergilerinden muaftır. Ancak bu rakamın üstüne çıkıldığı zaman gümrük vergisine tabidir. Ülkemizde ki KDV miktarına oranla KDV’si eklenir. (Amerika’dan sipariş ettiğiniz bir ürünün gümrük vergisi %20’dir.) Şimdiden %20 + KDV miktarına ulaştık. Bu durum gümrük mevzuatına göre güncellenerek değişiklik gösterebilmektedir. Söz konusu sağlık cihazı olduğundan dolayı direkt olarak gümrük kontrolüne takılabilir ve cihazın gerekli evraklarını temin etmeniz gerekir, yanı sıra bu durumda pek çok vergilere daha tabi olur. Cihazın beklediği gün sayısı kadar navlun ücreti vs. ödenir.(Gümrük mevzuatı ürünün cinsine, kg, adetine, ithal edilen ülkeye ve pek çok kritere göre değişkendir.)

Basit bir anlatımla bile % 40 kesin olarak fark ediyor. 700 USD % 40 = 280 USD. Sipariş ettiğimiz cihaz bize 980 USD ye gelmedi çünkü kargo ücretini ödedik mi? İthal ettiğimiz ülkeye göre bu oran değişmektedir. Kargo ücretini eklediğiniz zaman cihazınız belli miktar oynayarak (tasarruf ederek) size ulaşmış olur.



Cihazınızın ayarlarını kim neye göre yaptı?
Servis hizmetini nereden alacaksınız?
CPAP veya APAP cihazlarının arıza durumunda ne olacak?
Cihazınızdan doktor kontrolü için rapor alınması gerektiğinde ne olacak?

Tercih ettiğiniz ürün her ne olursa olsun, kıyaslamanız gereken pek çok unsur var. Aslında daha ucuz gibi görünen herhangi bir ürünü uzaktan temin etmek, ilerleyen süreçte sizi çok daha büyük zararlara uğratabilir. Sağlık cihazlarını ithal eden firmalar bu mevzuatlara uygun davranır, konu edilmeyen pek çok daha resmi işlem ücreti öderler. Servis hizmetleri mevcuttur. Doğal olarak bu süreç birey içinde kurum içinde pek çok masrafı beraberinde getirir. O yüzden alacağınız ürünün fiyatlarını doğru olarak mukayese etmek gerekir.

“Nakliye
Gümrük
Vergiler
Garanti ve servis”

=hizmet.

Aldığınız ve gördüğünüz ürünlerin fiyat farkları bunlardan kaynaklanmaktadır. Umarım sorularınıza biraz olsun yanıt olabilmiştir. Sağlıklı kalın.

Copyright @ 2013 Uyku . Designed by Templateism | Love for The Globe Press